16 Temmuz 2017 Pazar

Eyvah..! Bağırsak enfeksiyonu geçirdik

      Herkesin aklında bulunması gerektiğini düşünüdüğüm bir konuyla hepinize merhaba,      1 hafta önce ufak bir sağlık sıkıntısı atlattık. Açıkçası sağlık konusunda bir blog yazmak benim haddim değil fakat ilk baştaki belirtiler ve bizim yaşadıklarımızı buraya yazmak istedim çünkü benim gibi acemi ve panik annelerin, o belirtileri gördüğünde yada yaşadıklarında panik olmaması ve neyi yapması gerektiği yada ne zaman tehlikeli bir boyuta geldiğini anlasın diye nacizane bir yazı olsun istedim.      Sabah uyandığımızda Taha'nın pek iştahı yoktu. Bir gün öncesinden herhangi bir belirtide yoktu ki denize gidip güzelce yüzüp oynayıp evimize gelmiştik. Kahvaltı sonrası başlayan kusmaları bizi tedirgin etti. Başta panik yapmamamızın sebebi doğdugu zaman zaten Taha'nın yenidoğan reflüsü vardı ve ara arada kusuyordu. Her öğün sonrası yediklerinin hepsini kustu. Üşüttü sanırım deyip kendimizi alışveriş merkezine atalım dedik. Farklı bi huysuzluğu varmış meğer anlamamışız arabada giderken her zamanki olağan huysuzluğunu yaptıktan sonra ciddi anlamda kusması arkasından alışveriş merkezinde tekrar kusmasıyla beynimden vurulmuşa döndüm. Ah çocuğum nasıl midesi kötü olmuş ki anlıyamamışım:( Hemen istanbul'daki doktorumuzu aradık, kusması için bize bir şurup verdi. Şurup ismini burda yazmam ne kadar doğru bilmediğim için açıkçası yazmıyorum. Neyse ki kusmalarımız durdu demişken üstüne bir de ishal eklenince ve hafifte ateş yapınca ertesi gün telefonla doktorumuzu aradık ve bize bağırsak enfeksiyonu geçiriyor deyip bir ilaç daha verdi ama biz bu iş böyle olmaz deyip kendimizi hastaneye attık. Tabi bu arada en büyük şansımız eşimin kız kardeşinin bir sağlıkçı olması ve sürekli onla irtibat halinde olmamız. Hastanede kaka tahlili yapıldı. Tabi bu sürede Taha'nın iştahı hiç yoktu, gün içinde 7 defa ishal olarak kaka yaptı ve sadece sütünü içti. Ateşimiz çok yükselmedi ama doktorumuz ateşi 38 in üstüne çıkarsa ve düşmezse hemen hastaneye gelmemizi söyledi. Çok şükür çıkmadı, bidahada gitmek zorunda kalmadık. Ertesi gün tam ishalden ve kusmadan kurtulduk derkeeeen hooop vücudunda çıkan kırmızı benekler ve sabah şişen kocaman bir dudakla güne merhabaaa dedik. Dudakları oldu davul:( vücut tamamen kırmızı benek olmuştu






Halamız, sanırım ilaç alerji yaptı diye belirtti ama kesin birşey söliyemedi tabiki. İstanbul'daki doktoromuzda doğruladı ve bütün ilaçları bırakmamızı ve başka bir ilaç kullanmamızı söyledi. Ertesi günü çok şükür hiç birşey kalmadı, bütün hastalıklarımız atlattık:) Tabi yaşadığımız bugünler sıfır uyku, sürekli ağlamalı ruh hali,iştahsızlık yaşadık. Benim anne olarak napıcam ben, niye böyle oluyo deyip ağlamalarımda cabası. Doğduğu günden beri ilk kez hasta olunca mı böyle oldum, yoksa panik olduğum için mi bilmiyorum. Ama bu sürede baya araştırdım bu hastalığı tabiki.





Biz bu sürede en çok sıvı kaybına dikkat ettik. İshal olan bir bebek bol sıvı almalıymış. Kaybettiği sıvıyı ve tuzu alamazsa mecburi serum yemek zorunda kalıyormuş. Peşinde dolaşa dolaşa sürekli su içirdik. Çünkü en önemli tedavi yöntemi buymuş. Peki bu enfeksiyon neden olur. Özellikle yaz aylarında çok sık karşılaşılan bir bebek hastalığıymış meğer. 




Turist ishali olarak da bilinen E Coli enfeksiyonuymuş. Bu tür ishaller, kanalizasyon sularının karıştığı, kirli sularda yüzülmesi veyaz bu kirli suların bulaştığı gıdaların tüketilmesi sonucunda oluşur ve yeşil, sulu dışkılamaya neden olur. Yeşil dışkılama, bağırsak pasajının hızlandığının ve orta derece bir ishalin göstergesiymiş. Sanırım denizden kaptık:( Birde başka ihtimal var oda hijyenik olmayan biberon , emzik ve ağzına aldığı herhangi bir oyuncak yada başka birşey dende kapma olasılığı olabilirmiş. Tabi bu başka bir enfeksiyonmuş. Bir de bu hastalık devam ederken bebeğimizi prebiyotiklerle beslemek gerekiyormuş. Mesela evde kendi yaptığımız yoğurt buna bir örnek. Sebebi şu bağırsakları düzene sokarmış.




E nasıl koruycaz peki bebişlerimiz? Malesef özel birşey yapamıyoruz. Tek Çözüm dikkat, dikkat ve dikkat..Bu yazıdaki dikkat etmeniz gereken en önemli şey bu sadece Taha'nın yaşadığı belirtiler ve çözümler. Lütfen bir DOKTORA DANIŞMADAN yada tahlil yaptırmadan bir ilaç kullanmayın yada kendiniz birşey yapmayın olur mu...

Allah evlatlarımıza sağlık versin , onları korusun.

Okuduğum makaleler

http://www.milliyet.com.tr/uykusuz-gecelere-son--pembenar-detay-bebek-1154694/ 
https://www.anneysen.com/makaleler/cocuklarda-ishal-ve-bagirsak-enfeksiyonlari_500
http://www.eniselives.com/mutfaktayim/probiyotik-toz-ile-yogurt-yapimi/

5 Temmuz 2017 Çarşamba

Bebekle Yaz Tatili

Herkese merhaba,

       Bebekle yaz tatili yazisiyla yine ve bir kez daha birlikteyiiiiz.. Evet malum yaz olunca, gunes, tatil falan derken butun dengeler alt ust oluyo. E kullanilan urunlerde artiyo haliyle. Acikcasi bu yaz tatili beni cok fazla urkutmedi cunku Taha Uras bir yaz bebegi:) Gecen yaz hamilelegimde ve lohusaligimda tatilcileri gorunce nasil ozenirdim. Seneye oglumla guzel bir tatil yapicam hayalleri taa o zamanlardan kurmustum. Aslinda eylul ayinda ilk Bodrum tatilimize Taha Uras tam 40 gunlukken cikmistik. Acemi birer anne ve baba olarak ciktigimiz ilk tatilimizde oglumuzun sadece ayaklarini denize sokabilmistik. 

Ama hergun bir rituelimiz vardi. Her sabah 10 da ciplak bir sekilde tum vucuduna zeytinyagi surup bi 5-10 dk kucagimızda dolastiriyoduk. Bunun disinda yazdan pekte bisey anlamamistik zaten cunku eylul ayi bira daha serin geciyor.Bu yuzden Tahayi ne denize soktuk ne havuza. 

            Gelelim suanda 11 bucuk aylik yasini doldurmaya az bir zaman kalmis olan Taha Uras Bey'in yaz tatiline. Yaz olunca en onemli sey nedir? Tabiiikiii gunes kremiiii😁 Biz gunes kremimizi Avene markasindan yana kullandik. 3 haftadir kullanmamiz dogrultusunda soluyorum 'cok memnunum' . İçeriği konusunda tam bilgiyi eczaneden almanızı tavsiye ediyorum. Yanlış bir açıklama yapmak istemem. Bir diğer şey havuza yada denize girerken ne giydiği. Bazen Huggies'in Little Swimmers Mayo Bebek Bezi'ni bazen şişme mayo dediğimiz mayosunu (İstanbul'da Kanyon'da Archy Kids mağazasından aldık ama Yalıkavak Marina'da da bulunan mağazasından bulabilirsiniz) bazen normal bir mayoyu bazende çıplak sokuyorum:) Huggies mayo bebek bezinden aşırı memnunuz bunuda belirtiyim. Ufak bir dipnot geçiyim. Lütfen kremde sürseniz güneşin dik olduğu saatlerde bebişleri güneşe çıkarmayın.


Birde denize giderken asla ve asla yanımızdan ayırmadığımız Slipstoplarımız ve Amazon.com dan getirttiğimiz deniz ayakkabılarımız var. 



Aa unutmadan birde İstanbul'dan aldığım İgor marka deniz ayakkabılarımız var ama onu daha çok normal zamanda giymeyi tercih ediyoruz. 

E deniz kenarına gidince yanımda mutlaka götürdüğümüz klasik şeyleri saymama gerek varmı bilmiyorum ama ufak bi geçelim o zaman:) Havlumuz (Chakra'dan aldığımız kapişonlu panço), yedek bezimiz, şişme botumuz, mama kabımız ki avent in çok güzel bir mama kabı var 3 bölmeli,hafif ve pratik kullanımlı ve oyuncaklarımız.




     Tatillerin gündüzleri havuz, deniz derken bi bakmışız akşam olmuş. Gezmelerimiz dışında yaptığımız en eğlenceli aktivitemiz tabiki çocuk parkı :) Taha o yorgunluga akşamları parktan geri dönmek bile istemiyo:) 

    Zaten uyku düzenlerimizi hiç sormayın burda ne saat kaldı ne düzen. Bazen o yorgunluğa hiç uyumuyo bazende pat diye bayılıyo. Geceleri hala sık sık kalkıyo paşam. E bi de yaz akşamlarının baş belası sivrisinekler olursa tek kurtarıcımız Feniroll olur. Eczaneden içeriğini sorup alabilirsiniz. 


   Bizim yaz günlerimiz aynen böyle geçiyo işte.Sırada önümüzde çoook önemli bir gün var oda Taha Uras Paşamızın Doğum Günü. Ufak tefek hazırlıklar içerisindeyiz. Herhangi bir organizasyon şirketi ile anlaşmadan kendi aramızda kendi düzenlememizle 1 yaş doğum günümüzü yapıcaz. Onunda ayrıntılarını blogumda paylaşıcam tabiki:) 

  Şimdilik herkese Hoşçakalın der diğer yazımıza kadar hepinize boool öpücükler:)


  Not: Kullandığımız ürünleri lütfen doktorunuza danışmadan yada bilgi almadan kullanmayın. Her bebek farklı unutmayın.



17 Haziran 2017 Cumartesi

Soru - Cevap

Heyyoooo yine ben :)

           Bu seferki yazımı size Bodrum'un eşsiz deniz manzarası ve sıcağıyla yazıyorum. Günlerdir ne yazsam ne yazsam diye kafa patlattım durdum. Biraz takıntılı bir yapım var sanırım acaba ne yazsamda faydalı olurum diye çooook düşünüdüm.Geceleri uyuyamadım desem yeridir. Ama tabiki uyumamamın sebebi bu yazı fikri değiil ...Malumunuz Taha Uras 10 buçuk aylık oldu. Kendisinin uykusu hala tam anlamıyla oturmuş değil. Şimdi bu yazıyı okuyan ve beni tanıyan birkaç kişi ' amaaan bakıcısı var hala konuşuyo' diyebiliiir. Unutmayın ki bakıcı demek bebeğinizi temelli ona verdiğiniz anlamına gelmiyor. Aslında yardımcı konusunda eleştirenler çok oluyor. Sürekli çalışan bir insan değilsin, kendi kendine bebeğe bakamıyosan niye doğurdun diye düşünenler bile olabilir. Herkesin kendi tercihidir demek yerine eleştirmek hepimizin huyu olmuş dimi .. Benim çocuğum, benim kararım, benim hayatım...


         Evlenmekle ne kadar doğru bir karar verdiğimi hep biliyordum, bu kararlılığım bebek fikrindede geçerli.. İyiki doğurmuşum diyebilmek ne güzel. Yaşadığımız o kadar çok şey oluyor ki. Hergün farklı şeyleri tecrübe diyoruz. Taha Uras doğduğunda yaşadığım o ilk 40 gün o kadar fenaydı ki hep öyle kalıcağımı düşünüp ağladığım çok olmuştu. Aslında herşey rahat olmakla başlıyomuş. Yardımcısız bir anneyi sonsuz tebrik ediyorum. Çünkü herşeye yetişebilmek gerçekten zor. Bazen hayat elinizden akıp gidiyo. Sosyal hayatmış falan hepsi hikaye. Eşine bile vakit ayıramadığın zamanlar oluyomuş. Evlat çok başkaymış. Bu blog yazılarımada o yüzden başlamak istedim işte. Özel mesajlardan çok fazla soru alıyorum. Burda onları cevaplamak ve yardımcı olmak bu yüzden çok güzel. Şimdi size bana sorulan birkaç soruyu ve cevapları yazmak istiyorum.



1) Bebekle uçakla yolculuğu nasıldı?

  • İlk uçak yolculuğumuzu Taha 40 günlük olduğunda Bodrum'a gelerek yapmıştık. İnanılmaz derecede panik olmuştuk .Emzirmek istesemde korkumdan biberonda süt vermeyi tercih ettik malesef sütüm az olduğu için uçağın içinde ağlamasını göze alamayıp biberonla süt vermeye kalkışsakta biberonu yere dökmemiz ve hostesin gelip isterseniz size süt verebiliriz demesi, Taha'nın bu arada deliksiz uyuması çocuğa zorla sütü içirtmemiz falan bizim ter içinde kalmamız, enteresan bir deneyim olmuştu. Bunun haricinde süt içmeden çok güzel bir şekilde Bodrum'a ulaşmıştık. Dönerkende bir sıkıntı yaşamamıştık. Ama en büyük korkum Paris'e gitmeden önceydi. Napıcam, kulağı acır mı, nasıl oyalanıcak diye kafamda deli sorularla uçağa bindik. 3 buçuk saat süt içmeden bazen gülerek, bazen sıkılarak, bazen yandakiler,öndekilere sataşarak hiç uyumadan gittik. Dönerken daha zorluydu çünkü ciddi sıkıldı. Ama çok şükür kazasız belasız atlatmıştık. Kucakta asla uyumayan bir bebeğe sahip olmam bazıları için ' ayyy ne şanslısın' dedirtsede bence o kadarda güzel değil çünkü bütün uçak yolculuklarında deli gibi uykusuz olmasına rağmen indiğimiz an uykuya yenik düştü. 


     Sonuç olarak toplam 2 Bodrum gidiş bir dönüş, Paris gidiş-dönüş, Adana gidiş-dönüş yolculuklarımızla uçak yolculuklarımız oldu. Tek tavsiyem rahat olun. Ne kadar stres o kadar zorluk:)


2) Taha Uras'ın ek gıda durumu?

Malesef Taha 4 buçuk aylıkken sütümün kesilmesiyle çoğunluklu olarak biberonla mamayla beslendi küçük paşam. Tam 6 aylık olduğunda havuç,patates püresi ile herkes gibi bizde başladık. Başta nefret etti desem yeridir. Hiç zorlamadık. Azar azar vermeye devam ettik. Zamanla alıştı. Şuan sabah güzelce kahvaltısını yapıyo, ilk uykusuna yatarken sütünü veriyoruz. Öğlen sebze yemeği yapıyoruz. Hergün farklı şeyler denemeye çalışıyoruz. Öğlen meyve yada yoğurtla güne devam edip akşam yine yaptığımız değişik bir akşam yemeği ve akşam sütüyle uykuya dalıyoruz. Bir de 12-1 arası gece sütümüz var ve sabaha kadar başka birşey yok. 

3)Emzik kullanıyormuyuz?

Taha'yı hastaneden eve getirdiğim an ağzına emziği verdim ve hala uyurken kullanıyoruz. Marka tamamen bebek ile alakalı çünkü aslında herşeyi bebek kendi tercih ediyo. Biz 'Nuk marka kullanıyoruz.


4) Doğum kilolarımı verme konusunda ne yapıyorum?

73.5 kilo ile hamile kaldım. Malesef kilolu hamile kalanlardanım. Normal doğum için o kadar çok şey yapmama rağmen malesef mecburi epidural sezeryanla 96 kilo ile doğuma girdim. Hastane çıkışında eve geldiğim heyecanla tartıya çıktığımda sadece 4 kilo gitmişti. Yani sadece Taha çıkmış:D  Şuan 75 buçuk kiloyum. Çok sıkı rejim yapmasamda elimden geldiği kadar spor yapmaya çalışıyorum. Hedefim çoook daha kilo vermek:)


5) Uyuturken ne yapıyorum?

Uyku eğitimine bir defa tam başlamıştık ki Taha'nın deli gibi ağlamasıyla kıyamadık ve vazgeçtik. En başından beri ne ayakta ne kucakta sallıyarak uyuttuk. Yatağına koyduk bazen 5 dakikada bzen 1 saatte pışpışla uyuyor. Geceleri hala 2-3 defa uyanıyor. İnşallah birgün kendi kendine vazgeçicek umuduyla direniyoruz:)



6)Madem çalışmıyorum niye yatılı bir yardımcımız var?

Kimse bilmesede benim HK Design adında bir tasarım ve reklam şirketim var. Kuzenimle beraber yürüttüğümüz bu işimiz malesef ikimizinde hamile kalması ve doğumumuzla birlikte azda olsa ufak ufak devam ediyor ofise gitmeden. Bunun dışında eşim ve ben, bebek kararı aldığımızda her zaman sosyal olucağımızı ve evladımızıda sosyal bir birey olarak yetiştiriceğimizi konuştuk. Hamileyken ben çocuğumu kendim yanlız büyütücem gibi büyük bi laf etmiştim. Doğumdan sonraki ilk 40 gün içinde noluuur birini bulalım diye ağladığımı hatrlıyorum. Evet evde sürekli kalmak beni ruhsal olarak fazlasıyla yoruyor. Bu yüzden işim olduğunda gerekirse evdeki ablamıza Taha'yı bırakarak çıkabiliyorum, akşamları eşimle bazen Taha uyuduktan bazende önemli bir yere gidiceksek uyumadan önce evden çıkabiliyoruz. Çünkü bebeğinin olması sosyallikten geri kalmak demek değil. Uykusuzluğa dayanamamk gerçekten kötü. Bu yüzden geceleri daha çok yardımcı ablamız ilgileniyor Taha'yla.Çünkü sabah uyandığımda bütün gün güzel enerjimi oğluma vermek istiyorum. Eleştirenler varsada benim hayatım bu siz beğenmiyosanız yapmayın:)


Sıkça aldığım sorular bunlar :) Bazen soğuk hatta ters konuşuyor gibi bi halim oluyosa beni biraz daha yakından tanımaya çalışın derim . Şimdilik hepinizi öpüyoruuuzzz. Başka sorularınız olursa yada ayyyy Hazal şunuda yaz dersenizde çok sevinirim:D  




Ha bu arada hazalkosem.com sitesi çook yakındaa ...



22 Mayıs 2017 Pazartesi

Bebekle Yurtdışı Seyaheti

    Herkese yararlı olucağını düşünüdüğüm yeni yazımla merhaba:),

       Hamileyken karar verdiğimiz hatta biletlerimizin bile hazır olduğu paris tatilimize sayılı günler kala içimdeki korku ve heyecanla interneti harıl harıl dolaşıyordum. Bütün blog yazılarının nerdeyse hepsini okudum bebekle tatil nasıl olur, napılır, yemeği nolucak, ya uyumazsa falan diye hepsini ezberlememe rağmen yine açtım yine okudum ama baktım ki yok bu böyle olmıcak. Aradığım soruların bazı cevaplarıda yoktu. Dedim artık iş başa düştü. Madem girdik bi işe hadi hayırlısı bakalım dedim:)

     İlk olarak Taha için en uygun oteli arayarak işe başladım. Buldummu derseniz Allahtan bebek yatağı verdiler de bi o açıdan otel konusunda avantajlıydım. Gerisi tamamen fiyasko. Beklediğimin altında çıktı otel. Aslında beni cezbeden tarafı ailelerin önerdiği bi otel olmasıydı ama internete pek güven olmazmış onu anladım. Gitmeden otelle mailleştim. Mutlaka bebeğim için rahat bir oda olmasını ve bebek yatağı olmasını özellikle belirttim. Sizde ilk olarak bunu belirtin ki bebeğiniz ne kadar güzel uyursa siz gezerken huysuzluk yapması o kadar az olur ve tabikiii sizde gece uyursunuz:) 

    Gittiğiniz ülke neresi bilmiyorum ama önceden araştırma yapmanızda fayda var ki bebekle gezmek ne kadar rahat, pusetiniz rahat mı , hafif mi gibi bir çok soruyu cevaplamanız lazım. Çünkü havaalanında başlayan puseti açıp kapa durumları ordada devam ediyor. Bizim bebek arabamız rahat olmasına rağmen ağır ve biraz büyük olduğu için gitmeden bir baston puset dedikleri bebek arabası aldık. Tabi orda hafifliği işimize çooook yarasada kullandığımız bebek arabamızı orda çok aradım o başka:)

Tatil için aldığımız bebek arabamız Maclaren marka quest modeli 


    
          Biletlerimiz daha ben hamileyken alındığı için ve tecrübesiz birer anne baba olduğumuz için malesef uçuş saatlerini Taha'nın uyku saatine göre alamamıştık tabi ama yapıcak bişey yok. Akşamdan hazırladık bavulları. Herşeyimiz hazırdı. Neler aldık yanımıza bi bilseniz. Kendimize 3-4 şey aldık ama paşaya doldurduk tabi. Kıyafetleri, bornozu, bezleri, çorapları.. Hava güzel gözüksede hem ince hem kalın herşeyden aldık yanımıza.. Yedekli aldık ki orda yıkama derdi olmasın dedik. 2 bavul oldu sırf Taha'nın eşyaları:D Ama şöyleki Taha'yı maalesef emzirmediğim için maması, ek gıda için philips buhar pişirici, 3 günlük sebze, kahvaltılık peyniri, labnesi, ekmeği, hazır püreleri, şişe su, hazır muhallebiler gibi birçok şeyde 1 bavul tuttu tabiki. O yüzden 2 bavul sırf Taha'nın :) Götürdüğüm herşey işe yaradıda bi sebzeler yaramadı oda öğlen yemeğini mamasıyla idare ettik sebebide sebzeleri soyucak bıçak falan olmadığı için diceksiniz otelden isteseydiniz. İçimden gelmedi cidden çünkü çok sevimsiz fransız insanlarıyla diyalog bile kurmak istemedim. 



Sabah 8. 30 uçağıyla Paris'e uçucak olan biz geceden bavulları arabaya koydukki sabah Taha'yı uyandırmadan arabaya bindirip havaalanına gidelim diye. Yurtdışı olduğu için pasaport kontrolü falan derken 2 saat önceden orda olmanız gerekiyor. Bu yüzden geceden Taha'yı rahat kıyafetleriyle uyuttuk. 5 buçuk gibi kucağımıza Taha'yı alıp arabaya indikki Paşamız uyandı:D Çocuğun uyandığına mı yanarsın uykusuz kaldığına mı falan derken çıktık yola. Havaalanına gelmemize 15 dakika kala Taha uyudu. Önce bavulları verdik, bavulları kontrol ederken buhar pişiriciyi sordular falan neyseki bi sıkıntı olmadan geçtik. Ama Türkiye'de inanılmaz bir kontrol var ki bu güzel birşey kızmayın çünkü normalde ben çok kızıyodum . Taha arabasında uyurken 3 defa kucağımıza alıp xray den geçti bebek arabası. Hatta Taha'nın bile üstünü aradılar. Başta bi gıcık oldum 10 aylık bebeği nasıl ararlar diye ama sonra dedimki yok haklılar aramalılarda zaten neyseki Taha uyanmadı bütün kontrollerden kucağımzda geçti bavulları verdik ve uçağı bekledik:) Bu arada havaalanındaki en büyük avantajımız bizim Tav Passport kartım oldu. Özel geçişlerden yararlandık, sıra beklemedik. O kocaaa pasaport kuyruklarıda yoktu gittik lounge da kahvaltı yaptık eşimle:) 



Tam uçağa biniyorduk ki Taha uyandı:) Zaten biliyoduk bu kadar uyumadan sonra uçakta uyumıycağını. Bizi uçakta nelerin beklediğini bilmeden bindik uçağa. Bu arada emzirmediğim için kalkışta ve inişte kulak tıkanması için en iyi çözüm mama vermek dedikleri için önceden hazırladım mamasını. Uçak kalktı sütünü içmedi ama çok şükür kulak sorunu yaşamadık . Sadece oturduğu yerde çok sıkıldığı için huysuzluk yaptı o kadar. Arada ipad e kaydettiğim videoları izlettik. Tabi yanımızdaki bayanda Taha'yı sevdiği için sorunsuz geçti uçak yolculuğumuz:) Taha'nın tam inerken uyuyakalması ve taksiye binene kadar uyanmaması bize verdiği hediyeydi o ayrı. Çünkü inanılmaz bir pasaport kuyrugu çektik.



Tam 3 gun hiç durmadan gezdik. Toplamda 20-30 km garanti yürümüşüzdür. İşte gelelim notlara..

  • Her sabah kahvaltısını odada baba kucağında yaptı paşamız.Getirdiğim peynir,ekmek, labne haricinde ordan aldığım muz ve çileklerle çook güzel kahvaltı yaptı.
  • İlk gün yemek konusunda hiç sıkıntı yaşamadık çünkü evde yaptığım yemeği termosuna koydum ve hem öğlen hem akşam idare etti:) Arada meyve, püre derken ilk günü çok güzel atlattık.
  • Malesef Paris'e gidiyosanız bilin ki çoğu yerde mama sandalyesi yada bebek bezi değiştirmek için özel yerler yok. Bu yüzden eğer bulursanız şanslısınız. Kendi isteğimize göre değil de mama sandalyesi gördüğümüz yerlere girdik ve rahat ettik. Tam 3 gün şanslıydık ki bu yerlerde güzel yemeklerde vardı. Ama Taha'nın altını hep parklarda falan değiştirdik:D Yeşilliklerde oturup keyif yapma imkanınız varsa zaten bebekle mecbur yapıyosunuz çünkü emekleyen ama yürümeyen bebek bi zaman sonra kucakta yada arabasında sıkılıyo o yüzden parklar burda en önemli yerler:)


  • Şanslıydık ki 3 gün hava muhteşemdi. Yanımıza aldığımız o kalınları şeyleri hiç giydirmedik, hep kısa kolluyla ve çorapsız dolaştı Taha:) 


  • Bol bol mola vermek zorunda kalabilirsiniz hatta tepelerde gezdirmek zorunda kalabilirsiniz ama bi zaman sonra rahat olmak sanırım en önemli şey oluyor.

  • Son günümüzde yolculuğumuz Disneyland dı. Trenle gitmeye karar verdik. 35 dk sürmesini göze aldık tabiki. Yine Taha uyumadı tabiki ama çok şükür bunuda güzel atlattık tabi burda pusetin hafifliği çok işimize yaradı.

  • Eyfel kulesine çıkamadık. Kalabalığı beklemek istemedik açıkçası oturduk çimenlerine yine, Ayıptır söylemesi altında hem kustu hemde kaka yaptı Taha Uras Paşa:D Ne güldük ne güldük , güzel bi anı kalıcak bize dedik. Zaten çimenleri koparıp koparıp yedi beyefendi:D

İşin özeti; en büyük destek tabiki eşlerden çünkü iki tarafada çok iş düşüyo. Kendi tecrübelerime dayanarak birkaç ufak nacizane not daha söylemek istiyorum.

  1. Rahat olun.Sonuçta sizin dilinizden anlamayan onca insanın içine giriyosunuz ve yanınızda küçücük bir bebek var. Umursamayın bakışları. Anın tadını çıkarın.
  2. Yemek konusunda tedirgin olmayın. Meyveler en büyük kurtarıcı tabiki hazır sütleride.
  3. Eşyaları taşıyabilen bir puset alın.Çünkü bebekle taşımak zor oluyor:)
  4. Bebeğiniz uyudukça oturup kahve,çay için. Çünkü uyanık olduğunda zor oluyor
  5. Mutlaka bebeğiniz zevk alıcağı birkaç yere gidin ki oda sizinle gezmekten zevk alsın
   6. Uçaklarda bebekleri soyun, sakın kalın giydirmeyin. Bırakın nefes alsın çocuk.



Dönüşümüzde Taha Uras tabiki yine uyumadı:) Ama uçaktaki hostesler  bize o kadar yardımcı olduki yanımızdaki hindistanlı beyi arkaya boş yere aldı. Bizde Taha'yla rahat rahat oturduk:) Hatta yanımızdaki amca o kadar sevdi ki Taha'yı bi ara bizden aldı bizde biraz nefes aldık:)


3 günlük Paris tatilimiz gayet keyifli ve güzeldi. Bebeğiniz var diye gitmekten korkmayın. Belki hatırlamıcak diye götürmek istemiceksiniz ama çok güzel birer anı oluyor. Belki götürmüş ama şanssızlık yaşamışta olabilirsiniz ama sonuçta oda bir insan bir anı bir anını tutmuyo. Anne-baba ve bebek olarak yaptığımız ilk ve Taha'nın ilk yurtdışı tatili olmasıda bizim için ayrı bir anı tabiki. Umarım bir nebzede olsa size yardımcı olabilirim. Eğer tatile gidiyorsanız iyi tatillerrr, planınıza varsa hadiiii durmayınn gidin:)

HEPİNİZİ KUCAAAK DOLUSU ÖPÜYORUZ OĞLUMLA:)





2 Nisan 2017 Pazar

Yenidoğan alışveriş listesi

İyi pazarlar herkese,

Bebek sahibi olunca aslında pekte haftasonun falan kalmıyo aslında hergün aynı gibi:) Ama hazır Taha uyuyaken gelen bir istek yazısını yazmak istedim. Yenidoğan alışveriş listesiiiiii. Hadi bakalım ben neler almışım, nasıl almışım

Öncelikle hamileliğimde çok pimpirikli , böyle herşeyi almaya çalışan biriydim hatta çoğu zaman bu yüzdeeen 'Amaaaan Hazal, daha var Hazal, yaparız Hazal, alırız Hazal' laflarını çok duydum:) Ama napim ilk defa çocuğu olucak biri için hemde tecrübesiz halimle bunlar bana o zor geliyodu ki. Neyse ki tecrübeli yengem sayesinde neleri almam lazım öğrendim ve aldım. Şimdi tek tek yazıyorum...

1)Yazın doğum yapıcak birinin en önce alması gereken şey sanırm 8-10 tane sıfır yada kısa kollu body. 

2) Uzun kollu,penye, ayaklı tulum. Yanlız açıkça söliyim ilk 40 gün bebeği pek dışarı çıkarmadığınız için eğer yaz ise açıkçası kısa kollu tulum ve çorap yeterli oluyodu. Ama kışsa tabiki 8-10 adet alın uzun kollu, penye tulumları hatta kadife olsa daha iyidir.

3)Ayaklı pijama altları. Kış ayı ise kalın tulumlar var onları tercih edin ama yazsa daha ince tulumları tercih edin valla ben kısa kollu body ve çorapla yatırıyodum o başka çünkü benim bebeğim sıcağa pek tahammül edemiyodu hatta uyuyamıyordu bile.

4)Hastane çıkışı 1 yada 2 adet yeterli olucaktır. Benim doğum yaptığım hastanede kendi tulumları vardı birtek çıkarken kendi getirdiğim hastane çıkışını giydirmiştim.

5) Çorap 

6)Kışın doğum yapıcak iseniz uzun kollu body, yelek, hırka unutmayın.

7) Eldiveni unutmayın ilk günlerde çok kullanıcaksınız. Islanma riski fazla aynı zamanda yüzü çizmesin diye giydirmek belli bir döneme kadar şart. Ben sadece 10 gün giydirdim o ayrı:)

8)Müslin bezler. Bol bol alın derim. Hele büyük beyaz müslin bezleri var. 10-15 tane alın. Yaz çocuğu için üstünü örtmede bile kullanabilirsiniz.



9)Banyo havlusu 2 yada 3 adet yeterli olucaktır. Bebeğinizi hergün yıkamanızı tavsiye ediyorum. Genelde yapılan bir yanlış var. Kışın aman üşütmiyim diye bebeği bikaç gün ara ile yıkıyolar. Eğer ev sıcaklığı iyiyse bence hergün yıkamakta fayda yok üşütürüm, ev soğuk derseniz gün aşırı yıkayın.

10) Battaniye. Kalın, ince iki türlüde alın,bulunsun.

Geldik kıyafet harici eşyalara..

1) Banyo küvveti

2) Banyo termometresi

3) Banyo ici yatırma aparatı. Mothercare de havludan çok güzel bir iç aparat var onu tavsiye ediyorum.



4)Pişik kremi. Desitini tercih edebilirsiniz. Ben amazondan sipariş ettiğim yabancı bir pişik kremi kullanıyorum. 

5)Bebek bezi (yenidoğan ve 2 numara olabilir çünkü çabuk tükeniyor ve bebekler çabuk büyüyor) Ben huggies kullandım çok memnundum.

6) Bebek alt değiştirme örtüsü

7) Alt değiştirme mobilyasının üstüne yumusak bir alt değiştirme minderi



8)Islak mendil. Altını değiştirirken kullanırsınız fakat ben bebek pamukları almıştım. Onları kaynar suyla ıslatmayı tercih ediyorum.

9)Saç fırçası, tarağı, tırnak makası, törpü

10) Kulak çöpü

11) Serum fizyolojik

12)Banyo için köpük ve şampuan (Mustela yenidoğan köpük şampuanı ve sebamed banyo köpüğü tercih edebilirsiniz)

Beslenme ve hijyen 

1) Sterilizatör ( Ben avent tercih ettim.)

2)Biberon ısıtıcı ( Sütünüz yetmediğinde mama için kullanabilirsiniz hatta bazen sağdığınız anne sütünü ısıtmak içinde kullanabilirsiniz.



3)Oda nemlendirici . Ben almamıştım ama keşke alsaydım diyorum.

4) Süt sağma makinası (kiralıyadabilirsiniz, ben şahsen ameda marka sağma makinası tercih etmiştim.)



5)Biberon ve emzik ( Marka ve tercih tamamen bebeğe bağlı malesef. Hangisini tercih ediceği belli olmuyor.)

6)Süt arttırıcı çaylar . Bol bol alın.

7)Bebeğin çamaşırlarını yıkamak için bebeklere özel deterjan.

8) Süt saklama poşeti

9) Anneler için ped ( Büyük doğum pedleri var onları tercih edin)

10) Yatak alezi ( Hem bebek hem anne için gerekli)

11)Emzirme sütyeni( Her daim şart:) )

12) Emzirme yastığı

13)Biberon ve emzik temizleyici (Nuk marka)


Bebek için ekstra alınıcaklar  

1) Ana kucağı

2)Puset

3)Odaya ufak bir gece lambası

Anne için ekstra alınıcaklar

1) Emzirmeye uygun atlet,gecelik

2) Sezeryan olucaksınız dikişlere gelmeyecek iç çamaşırı

3)Antibakteriyel el temizleme jeli


Sevgili hamile arkadaşlar aklıma gelenler şimdilik bu kadar. Sorularınız varsa sorabilirsiniz. Bugünlük bu kadar . Benden ve Taha'dan hepinize bool öpücükler


Hazal Kösem Güner
yani
Turas Mommy




28 Mart 2017 Salı

Yeni nesil anne mi yoksa eski kafa anne mi?

Selam millet yine ben:),

Yine bir yazıyla karşınızdayım. Bugün ki konumuz yeni nesil annelik. Diceksiniz anneliğin yenisi eskisi mi var tabi ki var . Ben yeni nesil annelerdenim sanırım arada bi eskiye kaçsamda yenilikten sıyrılamıyorum . 

Gelişen teknolojiyle birlikte annelikte değişti biliyor musunuz. İnstagram anne, google baba, youtube abi, e bide bu çekirdek aileye kız kardeş lazım oda twitter abla. Şu sosyal medya ailesi varya hayatımızın merkezine oturmuş bunu hepimiz biliyoruz. Peki hangisi doğru ki yazılanların. Tek doğru varki onu hep kaçırıyoruz. Bizim annelerimizin bizleri nasıl büyüttüğü. Esas annelik iç güdüsü diye bir şey var. Hepimizin içinde olan. Kendi doğrularımız, kendi yaptıklarımız. Bir bebeği annesinden başka kim daha iyi tanır ki. İlk kez anne olmuş bir kişi nasıl bebeği emziriceğini bilebilir ki. Kendimi hatırlıyorum resmen uğraşıyordum emsin diye, su gibi oluyordum terden. O bebeğin memeyi tutması o kadar zor ki ama bir zaman sonra pat diye prof kesiliriz hepimiz. Neden tecrübeli oluruz çünkü. İnternetten yada kitaplardan okuduklarımızla birer anne olmak yerine belkide tecrübeli ama çok fazla konuşmadan yorum yapan kişileri dinliyerek belkide daha iyi birer anne olabiliriz. He birde aslında her anne zaten en mükemmelidir. 



Hamile kalmadan önce sosyal medyada takip ettiğim kişilere bakıyorum bir de şimdi bakıyorum anaaa neler değişmiş ya. Blogger anneler diye bir furya varmış benim haberim yokmuş. İlgi odağım oldular bi an. En önemliside tecrübelilerde var birde bu işi okumuş olanları da var. Hangisi daha bilgili? Ben bilmem ama tecrübe çok başka bir şey. Yaşamayan anlayamaz onu bilirim. 

Ne doğru ne yanlış, herkesi dinleyin ama siz karar verin. Bütün bilgileri kafada depolayın sonra uygulayın.

Hamile iken 'çok uyuyun doğunca uyuyamıcaksın' sözleri kulağımda çınlıyor. Nasıl sinirlenirdim. Şimdi bakıyorum keşke uyusaymışım:) Doğduktan sonra 'ne zaman isterse ver memeyi ne kadar emerse o kadar sütün artar' cümlesini tecrübe edemedim maalesef ama bence çok doğru ilk 40 gün bence emzirmekte fayda var. E büyümeye başladıktan sonra ' bi emeklesin hele yürüsün o zaman yandın' sözleri duymaya başladım sanırım o günler adım adım geliyor. 



Son olarak ben bi blogger değilim. Zaten çokta takipçim yok. Sanırım pek ilgi odağı olamadım çocuğumun yüzünü göstermiyorum diye. İstermiydim bilmem. Çünkü şimdi evde kalan çoğu anne bi anda blogger oluyor. Ben anneyim ve yaptığım en güzel şeyde bu sanırım. Tavsiyem havalar ısınıyorken çıkarın bebişleri dışarı booool oksijen aldırın. Bir daha ki yazıya kadar benden ve Taha Uras'tan öpücükleeeeerrrr...



Hazal Kösem Güner 
yani
Turas Mommy

23 Mart 2017 Perşembe

Taha Uras 8 aylık oluyooo

Herkese tekrar merhabaaa,

          Taha Uras'ın 8 aylık olmasına şurda 3 gün kalmışken şöyleee bir dönüp neler yaşamışız, neler yaşıyoruz bi bakim dedim. E madem öyle o zaman sıradaki blog yazım genel bir yazı olsun dedim:)


          Bir bebek sahibi olduktan sonra sadece fiziksel olarak değil ruhen, psikolojik olarak gibi bir sürü sıkıntılar yaşanıldığını tüm anneler bilir. Lohusalık dönemi sadece 40 gün aslında kendini anne olarak tam hissedene kadar devam ettiğini düşünüyorum. Tabiki bu benim düşüncem yoksa kanıtlanmış birşey değil. Youtube kanalımda, doğumdan sonraki 40 günümü güzel bir video ile anlatmıştım aslında izleyenler bilir. Roman olucak cinsten birşey yaşadığımı düşünüyodum ki çoğu kadının bunu yaşadığını öğrendim. Sanırım biz türklerdeki o sorular var ya, he bir de hiç bitmeyen yorumlar işte onlar bizi bu hale sokuyor aslında. Hamileyken herkes konuşuyodu da insan başına gelmeden anlamıyomuş işte. Sütün var mı diye diye 4 buçuk ay emzirebildiğim oğlumla aramda yine saçma sapan insanların emzirmek bağı kuvvetlendiriyo sözleriyle biraz daha bunalıma girmiştim. Sebep şu benim oğlumla aramda bağım olmıcak mııı diye ağlayıp zırladıkça ( saçma gelebilir ama işte öyle bir psikolojiden bahsediyoruz) sütüm daha da azaldı. Her neyse şu an bağınız nasıl derseniz babasına benden daha düşkün olduğunu düşünürsek babası mı emzirmiş oluyo şimdi :D



Ya işte böyle.. Baba ogul aşkı çok başka birşey. Bazen kıskanmıyo değilim ama alıştım. Babasını hep bir kurtarıcı olarak görüyo benim aşkım oğlum. Yemek yerken bile istemiyosa babası geldiği an başlıyo ağlamaya:D E bilirsini ek gıda mevzuları baya ağır mevzular. Ne zormuş bebeklere yemek yedirmek ya. Bir bebek birgün deli gibi yediği yemeği başka gün nefret edermişcesine yemiyosa bunun açıklaması nedir:) Zaten arkasından sütünüde içmiyosa anlıyoruz ki diş ağrısı var. Gün geçtikçe iletişimimiz baya artıyor aslında . Çünkü algıları daha açık ve artık oyun oynıyabiliyoruz ki. Bu oyunları @unigo dan aldığımız oyun matımızın üzerinde oynuyoruz. Aldığım gün böyle bir karar verdiğim için kendimle ekstra gurur duyuyorum. Yaptığım en akıllıca şeymiş meğer. Taha bütün gün üstünde sanırım onun üzerinde emeklicek ah bide kaymasa:D


Yemek gibi uykumuzda hala sorunlu devam ediyor. Aslında herkesin dediği umrumda değil de uyku danışmanı Pınar Sibirsky ile yaptığım telefon görüşmesinde aslında çokta problemli bir uykusu olmadığını, çözmenin daha kolay olucağını, hatta kendisine bile ihtiyaç duymadan bu işi çözebilceğimizi söyledi. Çözdük mü? Hayır Direniyoruz:D

Şimdi ben buray ek gıdada şunu veriyorum efenim tarifi bu desem yalan olur çünkü bende nerde bulursam tarif ona göre veriyorum ki zaten bence her bebekte birbirinden farklı o yüzden ilk başta bebeğin damak tadını bulmanızı tavsiye ederim.

Biz 8. ayımıza bunlarla geldik. Her bebek gibi uyku, yemek, oyun esas amaçlar doğrultusunda yaşıya yaşıya büyüyoruz. En önemli şey sevgi, ona seven gözlerle baktığınız an zaten o herşeyi alıyo emin olun. Sevin, öpün, okşayın, oynayın. Bugünler bir daha geri gelmez:) Şimdilik hepinize hoşçakalın der , Taha'nın mis kokusundan yollarım...


Hazal Kösem Güner
yani
Turas Mommy